İflas hukuku, borçlarını ödeyemez hale gelen borçlulara ilişkin hükümleri düzenleyen bir daldır. Bu alanda, sermaye şirketleri özel bir yere sahiptir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler gibi ticari faaliyet gösteren kuruluşlar, iflas hukukunun kendilerine özgü kurallarıyla karşı karşıyadır.
Sermaye Şirketlerinin İflas Sebepleri
Sermaye şirketlerinin iflasına yol açabilecek temel sebepler şunlardır:
• Borca Batıklık: Bir şirketin aktiflerinin, borçlarından daha az olması durumudur. İcra ve İflas Kanunu’nun 179. maddesi uyarınca, sermaye şirketlerinin borca batık olması halinde mahkeme tarafından doğrudan iflasa karar verilir.
• Ödeme Durdurma: Bir şirketin vadesi gelen borçlarını ödememesi ve bu durumu 45 gün boyunca sürdürmesi durumunda alacaklılar tarafından iflas talebinde bulunulabilir.
• Tasfiye Haline Gelme: Bir şirketin genel kurulu veya mahkeme kararıyla tasfiye işlemlerine başlaması halinde, tasfiye memurları tarafından iflas talebinde bulunulabilir.
Sermaye Şirketlerinin İflas İşlemleri
Sermaye şirketlerinin iflası, genel olarak diğer borçluların iflasından farklı bir şekilde işleme alınır. Bu farklılıklar şunlardır:
• Doğrudan İflas: Yukarıda da belirtildiği gibi, sermaye şirketlerinin borca batık olması halinde mahkeme tarafından doğrudan iflasa karar verilir. Bu durum, alacaklıların takip işlemi başlatmasına gerek kalmadan iflas davası açmalarını sağlar.
• İflas Beyanı: Sermaye şirketlerinin yöneticileri, şirketin borca batık olduğunu tespit etmeleri halinde, bu durumu 45 gün içinde ticaret mahkemesine bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, Türk Ticaret Kanunu’nun 359. maddesi uyarınca yasal yaptırımlarla karşılaşabilirler.
• Tasfiye İşlemleri: İflas kararı verildikten sonra şirketin mal varlıkları tasfiye edilir ve alacaklılara hakları oranında ödeme yapılır. Tasfiye işlemleri, tasfiye memurları tarafından yürütülür.